top of page

Yapay Zeka Asistanlarına Karşı Kibar Olmak Zorundamıyız?


ree

Yazıcınıza Hiç Teşekkür Ettiniz mi?

Siri’ye hiç “Lütfen” dediniz mi? Yazıcınız çıktı verirken “Eline sağlık” diyesiniz geldi mi? Eğer olduysa, yalnız değilsiniz. Artık fişi olan her şeyi bir nebze “canlı” gibi görmeye başladık. Özellikle ChatGPT gibi yapay zekâlarla sohbet ederken işler iyice şenleniyor:

“ChatGPT, 2003’te kaybettiğim Japon balığım hakkında bir şiir yazar mısın? Lütfen... Teşekkür ederim, nazik makine.”

Tatlı mı? Tatlı. Ama bir yandan da düşündürücü. Çünkü sadece duygusal değil, çevresel, hatta zihinsel bazı maliyetleri olabilir bu dijital nezaketimizin.

Kibarlık Yeni Karbon Salınımı mı?

Şimdi biraz rakamlardan bahsedelim ama korkmayın, sıkmayacağım. Klasik bir Google araması yaklaşık 0.3 watt-saat enerji harcıyor. ChatGPT’ye yazdığınız tek bir mesaj? Yaklaşık 2.9 watt-saat! “Lütfen”, “rica ederim”, “çok teşekkürler” gibi uzayıp giden nezaket cümleleri, arka planda biraz daha enerji, biraz daha veri, biraz daha karbon salınımı demek.

Milyonlarca insan her gün yapay zekâ ile sohbet ediyor. Toplamda öyle bir enerji tüketimi oluyor ki, neredeyse Belçika'yı çalıştırır.

Nazik olmak güzel elbette. Ama artık bu nazik kelimeler gezegenin sırtına biraz daha yük bindiriyor olabilir.

Yapay Zekalara Nezaket Konusunda 3 Farklı Görüş

Bu konuda farklı düşünen üç “ekol” var diyebiliriz:

  1. Greta Ekolü: "Kardeşim, yazacaksan yaz. Kibar olacağım derken dünyayı yakma!" diyenler. Enerji verimliliği her şeyden önce gelir.

  2. “Ya Bir Gün Hissederlerse?” Tayfası: “Şimdilik duyguları yok ama ya olur da bilinç kazanırlarsa, hakkımızda ne düşünürler?” diye düşünenler. Bu biraz Black Mirror severlerin bölümü.

  3. Kibarlık Kas Gibidir Diyenler: "Makinelere nazik olunca, insanlara da daha kolay nazik oluyoruz." Alışkanlık meselesi sonuçta, kime hitap ettiğimizden çok nasıl hitap ettiğimiz önemli.

Asıl Mesele Ne?

Gerçek tehlike, robotların bize trip atması değil. Asıl mesele, biz insanların giderek daha az insan gibi davranmaya başlaması. Buna akademik bir terim bile bulmuşlar: “dehumanAIsation”. Yani makineleri insanlaştırırken, insanları makineleştirme riski.

Bir noktada kendimizi, sokakta yürüyen NPC’ler gibi hissedebiliriz: duygusuz, mekanik ve tepkisiz. O yüzden dikkatli olmakta fayda var.

Ne Yapmalı?

İyi haber: Akıllı telefonunuzu denize atmanıza ya da mektuplarınızı posta güverciniyle göndermenize gerek yok. Sadece biraz daha verimli olabiliriz.

Mesela ChatGPT’ye yazarken:

“Sevgili GPT, çok rahatsız etmiyorsam…”yerine“Sonbahar temalı bir şiir yazar mısın?”

Yeterli. Hem zaman kazandırır, hem karbon ayak izinizi küçültür. Kaba olmak değil bu, çevreye duyarlı olmak.

Sonuç: Robotlara Kibar Olmalı mıyız?

Kısaca: Evet. Ama belki daha ekonomik dozda. Nazikçe, ama fısıltıyla. Şebekeyi yormadan.

Çünkü kibarlık hâlâ insanlar için. Eğer nezaket pratiği yapmak istiyorsanız, annenizi arayın. Arkadaşınıza bir kahve ısmarlayın. Ya da trafikte biri önünüze geçti diye kornaya basmayın – zor ama kıymetli bir alışkanlık.

Yapay zekâlar belki duygusal değil, ama biz hâlâ insanız. Ve insan kalmak için, bazen biraz daha az yazıp, daha çok hissetmek gerekiyor.

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page